pervane anne

28 Şubat 2014 Cuma

Kar yaptık




Bir miktar nişastaya


Bir miktar traş köpüğü eklenerek yapılıyor.
Önce derin bir kapta yaptım ama baktım olmayacak tepsiye aldım.Çok rahat oynadı.


Traş köpüğünü biraz fazla koyunca kartopu yapmak mümkün oluyor.


Kardan adama düğmelerden göz karabiber tanelerinden ağız burun yaptım.Pek sevimsiz oldu.





O da beğenmedi ki kendi yapmak istedi :)


Kardan adamın şişe kapağı şapkasına karları sıkıştırdım çubukla çıkarmasını istedim.


Önce bir güzel boşalttı



Sonraki doldurmamızda ise çubuğu ortasına saplayıp bana gösterdi.
-Kızım ne yaptın?
-Mantaaaayyy


Burada da yaptığı mantarı yerken


Bu da kekmiş .Traş köpüğü kapağı da kek oldu.




Ve kar yağdırdık, en çok da bunu yaparken eğlendi.

Karlarımızı poşete koyup kaldırdık ama yakınlarda oynayacağımızı sanmıyorum .
Belki çok isterse sonraları oynarız.
Çünkü traş köpüğü kokusu çok ağır geldi.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Yanlış anlama


Terliğe benzeyen kitapçıkları görünce deniyceeem  diye tutturdu.


Kızım yok o terlik desek de ikna edemedik.


Çıkarttık botları ,başladı denemeye


Öyle denedi olmadı


Böyle denedi olmadı 


Yerlere serildi gene olmadı


Vazgeçmeye niyeti yok illa olduracak
 iki yaş sendromundan olacak bu sıralarda sözümüzü kesinlikle dinlemiyor
 kitapçı abiden rica ettikte alabildik elinden...


Parmak boya ile baskı




Baskı küpleriyle tanıştı.İlklerini ben bastım sonrasında o da bir iki bastı .Küplere boyaları kendi sürdü.


 Ama sonra eski usül baykuş çizmeye başladı.


 Tabi sonlara doğru ne el kaldı ne yüz...

24 Şubat 2014 Pazartesi

Mutlu bir hafta sonu


Bu hafta sonu sevgili Deniz Hanım'ın çekilişi vesilesi ile Mutlu Krallık'a misafir olduk.


Meltem Hanım çok sıcak karşıladı bizi.Çok şirin bir yer mutlu krallık.Zeynep çok çok eğlendi.


Burada zıp zıp tavşana havuca benzettiği elindeki marakas'ı yedirmeye çalışıyor.


Kuzuyu seveyim diye bana getirdi.




Kukla gösterileri de oluyormuş mutlu krallıkta.Bu sevimli kuklanın adı Mumu. Askerde olan oynatıcısının yolunu gözlüyor.


Bir sürü oyunlar oynadılar eğlendiler.




Gene bir mikrofon buldu bizimkisi....




Herkes oyun hamuru ile oynarken Zeynep boya yapmak istedi.


Bu yıkanabilir boya matı çok güzelmiş.Boyandıktan sonra yıkanıp tekrar tekrar kullanılabiliyor.
Eve de aldık bir tane.


Zeynep hiç kitapsız durur mu? Kitap okuyalım diye istedi aldı bir tane.


Ve sıra geldi zıp zıp hamur'a.


İlk defa tanıştık bu zıp zıp hamurla.


Bir miktar gıda boyalı suya bir karışım ekleniyor sonra hızlıca karıştırılınca ortaya jölemsi bir hamur çıkıyor.


İlk tepkisi buydu.


Hamurun altına pipet koyup şişirince de böyle baloncuklar oluyor.


Tabi patlatmak miniklerin işi.


Sonra ki durumu ise bu :)


Çılgın gibi oynadı.


Mıncıkladı , küreğe doldurdu olmadı bardağa doldurdu.


Zeynep inanılmaz eğlendi , yeni arkadaşlar tanıdı ,yeni oyunlar öğrendi.
Vesile olan Deniz Hanım'a ve bizi bu kadar güzel ağırlayan Meltem Hanım'a çok çok teşekkür ederiz.

O kadar yol gidip Oyuncak Müzesi'ne uğramamak olmazdı. Ben de bir Sunay Akın hayranı olarak en son eşimle nişanlıyken gitmiştim.O zaman da görememiştim gene göremedim.Nasip ne yapalım...


Zeynep zürafaları da çok seviyor kapıdaki zürafaları görünce çok sevindi.


Kapıda bu sevimli kurşun askerler karşıladı bizi.


Tabi bir de bahçe de ki Nasrettin Hoca.


Oyun grubunda oldukça enerji harcamış olan Zeynep beklediğimden de fazla ilgilendi oyuncaklarla.


Benim içinde bu oyuncakları tekrar görmek güzeldi.Hep tatlı anılar canlanıyor.




Temizlik yapan ayıcık ile bir başka ilgilendi uzun uzun inceledi.Pislenmiş temizliyor dedi.


Meğer Mavi Mogi buradaymış. 


Bu tatlı kurbağayı görünce yaklaşmayalım korkup kaçar dedi .






Hayvanat bahçesini de sevdi.Tek tek inceledik.




Aaaaa kardam adaaaam derken :)


Tavan arasındaki bir kaç parça eşya arasında bu televizyonu görünce çok şaşırdım.Hey gidi günler.


Eskilerden bir afiş.Kızımın da bir İş Bankası kumbarası var tıpkı çocukken benim de olduğu gibi....


Eski meyve suyu şişeleri, kibrit kutuları, terazi  benim hatırladıklarımdan.


 Şu vampir dişlerini çok takmışlığım vardır :)Adı nedir bilmiyorum ama şu pin pon topunu üflediğimiz oyuncağı da hatırlıyorum.


Hele şu katlanan bardaklar ve kolonya şişesi.Tabi bir de hokka ve divitler , onlarla yazı yazmak ne zordu .



Ve 80'li yılların unutulmaz çizgi filmi he-man 'in maskeleri.


Tuvaletleri denizaltı gibi yapmışlar .Duvarlarda da lombarlar arkasında akvaryum vardı.


Ve artık yorgunluktan kameraya bile bakamayan kuzucuk.


Bu da biz gidiyoruz pozu olsun.