pervane anne

28 Nisan 2014 Pazartesi

Dibidi'nin Kanguru'su



Zeynep daha yeni konuşmaya başlamıştı ki bu bebeğe dibidi adını verdi.Kendisini çok sever.


 Son zamanlarda montunun içine koyup taşımaya çalışıyordu.Ben de 23 Nisan hediyesi olarak bir kanguru dikmeye karar verdim.


Aslında kese gibi oldu çünkü bebeğin düşmemesi için en kesin çözümdü.


Sırtını çapraz ayarladım tam bitimlerine de kalın birer lastik diktim ki rahat giyip çıkarabilsin.
Pek sevdi , küçük anne edalarıyla taşıdı dibidisini .



Dışarıda görüp de laf atmayan yok gibi bir şey :)


Bu zamana kadar hazır gıda, şeker ve çikolata hiç yemedi.Daha yeni yeni şekerle tanışıyor o da yediklerinin içinde.Ve ilk dondurmasını bayıla bayıla yedi.Ee bayram di mi olsun o kadar :) Aklıma geldi di mi deyince di diyor yer misin yemez misin :)


 Bizimkinden de yemeden olmazdı.


25 Nisan 2014 Cuma

Oyun Hamurundan Yumurta


Bizim kız bu aralar kesme işlerine takmış durumda.

Sabahları yumurtaları kesmek için yarışıyor ama bıçak tehlikeli ,hayır veriyorum bu sefer de elinden almak mesele. Hal böyle olunca oyun hamurları yetişti imdadıma.beyazın içine küçük bir top turuncu koyup yuvarladım gerçeğinden ayır bakalım ayırabilirsen :) bizimki kesti de kesti kesti de kesti ...o mutlu ben daha mutlu...

24 Nisan 2014 Perşembe

Etkinlik Kitabı



Ne zamandır bakınıyordum yaşına göre bir etkinlik kitabı bulamıyordum.Bu kitabı bulunca çok sevindim.İçinde birlikte yapılabilecek güzel etkinlik sayfaları var kenarlarından koparılabilir olması da ayrı bir kolaylık olmuş önce yapıyoruz sonra koparıp tarih atıp saklıyorum.


Yünleri küçük küçük kestim sayfaya tutkalı sürdüm köpeğin tüylerini yapıştırmak Zeynep'in işi.Adı ise tabi ki  mahallemizin köpeğinin adı jaklin oldu.




Tutkalı sürdük kaşığa mercimekleri yapıştırdı.



Nereden estiyse adı Yusuf olsun dedi



Makarna en sevdiklerinden olunca yapıştırması da çok zevkli oldu.

15 Nisan 2014 Salı

Çiçek Diktik


Önce ben sonra o toprağı kazdık


Çiçeği ektikten sonra dip toprağını nasıl sıkıştırması gerektiğini gösterdim



Ve can suyunu verdi


Apartmanımızın tam girişine ektik girip çıkarken bakıyoruz büyümüş mü diye, arkadaşlarına da gururla gösteriyor çiçeğini ...


O kadar şanslıyız ki hem şehrin tam göbeğinde hem de harika bir bahçesi olan bir sitede yaşıyoruz.
Baharda gönlümüzü şenlendiren erguvan ağacımız var.
Şimdilerde çiçeğe durmuş olan çeşit çeşit meyve ağaçlarımız var.


Mis gibi kokan güllerimiz var.



Bu da kızım doğduğunda onun için diktiğimiz kara dut ağacımız.Kızımla beraber büyüyor.Henüz kızarmamış ama maşallah bir dolu da dutu var dallarında .

13 Nisan 2014 Pazar

İstanbul'da Lale Zamanı

İstanbul'da lale zamanı deyince akla ilk gelen yerdir Emirgan Korusu...
Tam bir şölendi.Çeşit çeşit,renk renk,boy boy...
Tavsiyem kesinlikle zamanı geçmeden gidilmeli ,görülmeli ,yaşanmalı...














Koruda yaşayan sincaplardan birini uzaktan da olsa görmek nasip oldu.Ağacın dibine ceviz bıraktık belki almıştır.


Böyle güzel bir havuz var içinde ördekler kuğular var.


Burada elmasını siyah kuğuyla paylaşırken... Elmasını ısırıp ısırıp attı kuğulara ,ördeklere onlar da bayıla bayıla yediler :)










Korunun simgesi sincapların heykelciklerini koymuşlar ,nerede görse tepesine çıktı.



Tek başına atlamaya çalışırken...


Evet lalelerin yanına geçtik ama asla zarar vermedik.
Koruda en çok içimi acıtan şeyse insanlarımızın duyarsızlığı, sorumsuzluğu oldu.
Orada olduğumuz kısa süre içinde bir çok şeye tanık olduk.Keşke olmasaydık.
 Lalelerin içinde fotoğraf çektirebilmek için çatır çatır ezenler mi dersiniz gizli gizli sökmeye çalışanlar mı...   Koruya girdik ilk gördüğümüz manzara; görevli bir bayan bir teyzeyi durdurmuş tartışıyorlardı meğer kadının çantası lalelerle doluymuş ,el koydu ama yazık o canım çiçeklere, yazık memleketimin bu duyarsız insanlarına çok yazık.
Çiçek dalında güzeldir.Evladıma şimdiden bunu aşılamaya çalışıyorum.
Nerede güzel bir çiçek görsek yanına gidip sevip kokluyoruz ama asla koparmıyoruz.
Zeynep şimdiye kadar hiç çiçek koparmamıştır.
Umarım hayatı boyunca da bu bilinci taşır.